Cilt Hastalıkları İçin Terapinin Önemi

Bunu okuyanların çoğu, büyük olasılıkla bu önemli gerçeği bilir: Sedef ve ürtiker gibi hastalıklar sadece fiziksel değildir. Size “Sadece bir döküntü” denmişse ve çığlık atmak istemişseniz, ne konuşacağımızı biliyorsunuz. Neden? Çünkü dahası var.

Gelin bununla yüzleşelim. Uzun uzun bakıyorlar. Şiddetli kabartı ya da pullanmaları görüyorlar ve bir daha bakıyorlar. Kimi fısıldıyor, kimi yargılıyor. Ağrı, halsızlık, kaşıntı ve daha fazlasıyla birleşince, cilt hastalığıyla parkta yürüyüş yapamayacağınız açık.¹

Gerçek şu ki, tüm bu sorunların duygusal sağlığı etkilememesi zor. Bu yüzden, bu fiziksel hastalıkların duygusal yönünü ve terapinin nasıl yardımcı olabileceğini ayrıntılarıyla inceleyelim.²

Araştırmalar ne söylüyor

Ulusal Sedef Vakfı’na göre, sedef hastalarında depresyon gelişme riski, genel nüfusa göre iki kat yüksektir. Ve ABD’de bir çalışmada depresyon riskinin hastalık şiddetiyle bağlantılı olmadığının bulunması, sedefinizin hafif ya da şiddetli olmasının bir anlam taşımadığını, sizin hala risk altında olduğunuzu göstermektedir.³, sedef depresyonun ötesinde uykuya dalamama, enerji kaybı ya da odaklanamama gibi gerçek duygusal sağlık sorunlarına yol açabilmektedir.⁴

Ürtikerle yaşayan kişiler ve depresyon arasındaki bağıntıyla ilgili sınırlı sayıda  araştırma yapılmış olmakla birlikte, depresyonun terapisti görmek için tek neden olmadığını unutmamak gerekir!

Araştırmalar şaşırtıcı olmayan şekilde, ürtikerin yaşam kalitesiyle ilgili birkaç alanda önemli bir etkisinin olduğunu göstermektedir. Örneğin Kanada’da ürtiker hastalarıyla yapılan bir çalışmada, işe gidememe ve işteyken sağlık sorunu nedeniyle üretkenlikte tahminen %30.6 kayıp olduğu belirlenmiştir. Kronik ürtiker belirtileri arasında uyku eksikliği, uyuşukluk ve sinirlilik de görülebildiğinden, bu etki anlaşılabilir.^1,5

Terapinin olağanlaşması

Böylece cilt hastalığının duygusal yönünün gerçek olduğunu biliyoruz. Şimdi görmezden gelinen açık gerçek hakkında konuşalım (terapistler hakkında konuşuyoruz). Bazıları için terapiste gitme konusu tabu olarak kabul edilebilir, biriyle konuşma ihtiyacı duydukları için utanabilirler.

Ancak gerçekte her gün milyonlarca kişi terapistle görüşüyor. Ve bazı ülkelerde, terapistle görüşmeyle ilgili damgalanma hiç yoktur. Örneğin Arjantin, dünyada kişi başına en yüksek psikolog sayısının düştüğü ülkedir. Ve Buenos Aires gibi önemli şehirlerinde, duygusal sorunlar ve terapinin nasıl gittiği konularında konuşmak yaygındır.⁶

Oysa ki, soğuk algınlığı olunca doktora gitmek ne kadar olağansa, duygusal stresiniz varsa bir terapiste gitmek de o kadar olağan olmalı.

Önyargıları bırakma zamanı!

Her terapist farklıdır ve hiçkimsenin terapi seansı diğerine benzemez. Bazıları için terapi ciddi klinik depresyon sırasında seçilecek bir yerdir. Ancak bazıları için terapi sadece bir kaçış olabilir (günün sadece size yönelik bir saati)

İşte zor bir zaman mı geçiriyorsunuz? Terapistiniz en iyi şekilde idare etmenize yardımcı olabilir. Yeni bir ilişki konusunda emin değil misiniz? Terapistiniz sizinle potansiyel arkadaşınızın olumlu olumsuz yönlerini konuşabilir. Terapide hiçbir şey tartışma dışı değildir. Ve günlük yaşamın tersine, terapi yargısız alandır.

Terapi, pek çok kişi için maliyetli bir danışmanlıktır.Terapi maliyeti yaşadığınız yere ve sağlık sigortanıza göre değişir. Terapi ücretini karşılayamıyorsanız, Google’dan sizin bölgenizde ücretsiz danışma kaynakları arayın. Ve bulamazsanız, iyi bir arkadaş bulmaya çalışmaya ne dersiniz? Sizi rahatsız eden şey hakkında yüksek sesle konuşmak da işimizi görebilir.

Terapinin herkes için olmadığını anladık. Bu hepimizin yapması gereken kişisel bir tercih. Kesinlikle bildiğimiz tek şey: Herkes mutlu olmayı hak ediyor. Onlar medikal kontrolden bağımsız yaşamak için uğraşıyor. Bu yüzden terapi ya da değil, gülümsemek, kahkaha atmak, sevdiğiniz birine sarılmak ya da sevdiğiniz bir şarkıyı dinlemek için biraz zaman. Ve sonra bunları her gün yapmaya devam etmeniz için size nelerin yardımcı olcağını düşünmek için de biraz zaman.