Biz de bu durumdayız. Burgerleri, pizzaları ya da paketlenmiş yiyecekleri aşırı yeriz ve ertesi gün etkilerini hissederiz ve sadece bel çevremizde değil.
Cildinizin intikam aldığını da düşündünüz mü hiç? Meselinin özüne bakalım. Yedikleriniz cildinizi etkiler mi?
Sedef ve ürtiker açısından, muhtemelen bir gecelik göz yumma çarpıcı sonuçlara yol açmaz. Daha büyük bir soru uzun süreli yeme alışkanlıklarıyla ilgilidir. Bazı besin tiplerini fazla, bazılarını az tüketmek hastalığınızın şiddetini etkileyebilir mi?
Burada kesin bir yanıt yok ve hangi tip beslenmenin sizin için en iyisi olduğunu her zaman doktorunuza sormalısınız. Bununla birlikte, burada neyin rol oynayabileceğini belirlemeye yardımcı olacak bazı araştırmalar var. Danışılacak en iyi kişinin doktorunuz olduğunu akılda tutarak, bunları sizin için inceleyelim.
Uzak durmamız gereken besinler
Histaminler
Düşük histamin içeren beslenmeyi hiç duydunuz mu? Ürtikerle yaşıyorsanız, duymuş olabilirsiniz. Neden? Çünkü bazı ürtikerli kişiler yüksek miktarda histamin içeren besinleri (füme balık, eski peynir, domates) yedikten sonra cildinin kötüleştiğini bildirmiştir.1 Sınırlı sayıda bilimsel kanıt olmakla birlikte, bazıları düşük histamin içeren beslenmenin ürtikerlerinde düzelmeye yol açabildiğini hissediyor.2
Psödo alerjenler
Bu maddeler, koruyucular ya da renklendiriciler gibi gıda katkı maddelerinde bulunabilir. Meyve, sebze ve baharatlarda doğal maddeler olarak da bulunabilir. Bunların neden sorun olabileceği burada anlatılıyor. Küçük bir çalışmada, “psödoalerjensiz” beslenmenin ürtiker ile yaşayan kişilere yardımcı olduğu bulunmuştur.3 Bununla birlikte, son söz henüz söylenmedi. Bu alanda çalışan birçok uzman bu teoriyi desteklemiyor. Konuyla ilgili sınırlı veri olduğundan, bu konu tam olarak oturup doktorunuzla konuşmak isteyebileceğiniz bir konudur.
Gluten
Sedefi hafifletmek için glutensiz beslenmek, online ele alınan büyük konulardan biridir ve gerçekten de bazı çalışmalarda sedef ve çölyak hastalığı (ince barsağın glutene aşırı hassas olduğu otoimmün hastalık) arasında bir ilişki gösterilmiştir. Bu nedenle, bazı kişilerin sedefle yaşayan belirli kişiler için glutensiz beslenmenin yararlı olacağını düşünmesi şaşırtıcı değildir.4
İnflamasyonu Tetikleyen Gıdalar
Bazı kişiler inflamasyonu artıran besinlerden uzak durduğunda, belirtilerinde düzelme bildirmiştir. Daha fazla araştırma yapılması gerekmekle birlikte, sedef inflamatuvar bir hastalık olduğu için bu akılcı görünmektedir. Genel olarak inflamasyonu artırabilen gıdalar kırmızı et, süt ürünleri, rafine şeker ve işlenmiş gıdaları içeren gıdalardır.5
Ne yenebilir?
Ne yememeniz gerektiğini yeterince anlattık, artık yemeniz gereken gıdaları, cilt hastalığınızı iyileştirebilecek, zarar vermeyecek şeyleri konuşalım.
D vitamini
Bir çalışmada, sedefi olan kişilerde D vitamini eksikliğinin yaygın olduğu,6 başka bir çalışmada ise yüksek doz D vitamini tedavisinin PAŞİ (Psoriasis Alan ve Şiddet İndeksi) skorlarını iyileştirdiği bulundu.7 Benzer şekilde, D vitamininin ürtikerdeki potansiyel rolüne ilişkin de kanıt mevcuttur.6 D vitamininin büyük bir kısmını güneş ışığından aldığımız halde, yağlı balık ya da yumurtayı da içeren, iyi bir kaynak olan bazı gıdalar vardır.8
Omega-3
Sıklıkla tartışılmış ve övülmüş omega-3 asitleri antiinflamatuvar ve immünomodülatuvar etkileriyle bilinmektedir. 2011 yapılan küçük bir çalışmada, omega-3 takviyeleri eklendiğinde konvansiyonel sedef tedavisinin sonuçlarının düzeldiği görülmüştür.9
Somon, ringa balığı ya da uskumru gibi farklı balık tipleri bu besin açısından büyük bir kaynaktır. Balık konusunda istekli değilseniz, omega 3’ü keten tohumu, kabak çekirdeği ya da cevizden alabilirsiniz.10
Antioksidanlar
Bazı bulgular, antioksidanların sedefle ilgili fizyolojik dengesizliğin önlenmesine yardımcı olabileceğini düşündürmektedir. En çok bilinen antioksidanlardan biri, dolmalık biberde (bunlar gerçekten ana örnek portakallardan daha fazla C vitamini içerir) bol miktarda bulunan C vitaminidir.
Badem ya da ıspanakta bulunan E vitamini de havuçta bulunan beta karoten kadar iyi bir kaynak olabilir.11
Kafanız karışmasın
Okurken dikkat ederseniz, anlatılan bazı gıdaların hem “bunu tüketin” hem de “bunu tüketmeyin” başlığı altında sıralandığını fark edeceksiniz. Bunun kafa karşıtırıcı olduğunu biliyoruz!
Örneğin, somon D vitamini düzeyleri açısından yararlı olabilir; ancak düşük histamin içeren bir beslenme tarzını izliyorsanız füme somondan uzak duracaksınız.
Doğal gıdalar daha fazla kafa karıştırmaktadır. Karbonhidrat, yağ, protein, farklı besinler ve daha fazlasının karmaşık bir kombinasyonu olma eğilimi gösterdiğinden, bu gıdalar vücutta farklı fonksiyonları yerine getirebilmektedir ve genel olarak kabul edilmiş, ‘iyi’ ya da ‘kötü’ şeklinde tek bir kategoriye ayrılamayabilirler.
Cildinizin belirli bir beslenme tarzından yararlanabileceğini düşünüyorsanız, önce doktorunuzla konuşmanız gerekir. Sonuç olarak en iyisini onlar bilir. Ve belirli beslenme tarzını denerken (bir şeyi daha fazla ya da daha az yemek şeklinde olabilir), beslenme günlüğü önemli bir araçtır. Yediklerinizi ve nasıl hissetiğinizi kaydedin. Böylece uzun dönemde hangisinin size iyi geldiğini ölçümleyebilirsiniz.
Tamam, şimdilik bu kadar. Kim acıktı?