Hepimiz zaman zaman küçük kazalar yaparız. Yürürken cep telefonumuza bakarız, sert bir şeye çarparız ve derimiz sıyrılır. Ve pek çok kişi için hikaye burada biter. Başkaları için bandaj ve belki biraz da buzla sonlanır! Ama sedef hastalığı olan kişilerin yaklaşık %25’i için hikaye hiç de bu kadar çabuk bitmez. Bu insanlar için görünüşte zararsız olan bir kesik veya sıyrık bazen çok şiddetli bir alevlenmeye dönüşebilir.1
Buna ne dersiniz?!?!
Farkındayız, buna inanmak zor, öyle değil mi? Ancak cilt hasarları ile alevlenmeler arasındaki bağlantı, bir Alman dermatolog olan Heinrich Koebner tarafından keşfedilmiştir. 1876 yılından beri bilinen bu teoriye göre sedefi olan kişilerde yeni lezyonlar sıklıkla ciltte önceki yaralanma bölgelerinde ortaya çıkar. Bunlar genellikle kesik ve sıyrıkların veya cerrahi kesilerin oluşturduğu yaraları takip eden belirgin hatlarla ayrışır.2 İşte bu gözlem bilim insanlarının şimdi Koebner fenomeni olarak adlandırdığı durumu ortaya koymuştur.
Koebner yanıtının açığa çıkardığı bulgular
Farkına bile varmadan siz de bir Koebner yanıtı yaşamış olabilirsiniz. Cilt travmasından sonra bir sedef plağı oluşana kadar genellikle 10-14 günlük bir gecikme olur ve bazı durumlarda gecikme birkaç yılı bile bulabilir!3 Evet, doğru okudunuz- birkaç yıl öncesinde oluşmuş bir kesik veya sıyrık gerçekten bir sedef alevlenmesine yol açabilir!
Koebner yanıtlarının çoğu önceki bir kesik veya sıyrık bölgesinden doğruca uzanan düzgün ve doğrusal plaklar gibi görünür. Ancak her zaman böyle değildir. Bazı kişiler güneş yanığı veya döküntü gibi daha hafif cilt travması türlerinden sonra daha az göze çarpan lezyonlarla karşılaşabilir. Bazı kişilerde yeni plaklar böcek ısırıkları, morluklar, jilet kesikleri ve sivilceler gibi en küçük şeylerle bile tetiklenebilir.
Koebner fenomeninin nedeni nedir?
Bu durum yeterince sıkıntı verici değilmiş gibi, daha da sinir bozucu olan şey bilim insanlarının Koebner fenomeninin ardında yatan nedeni gerçekten tam olarak bilmemeleridir. Araştırmalar bunun, inflamasyonu (iltihabi) bir şekilde tetikleyen cildi besleyen kılcal kan damarlarındaki değişikliklerden kaynaklanabileceğini ileri sürmektedir ancak kesin mekanizma halen bilinmemektedir.
Bununla birlikte, Koebner yanıtlarının genellikle kışın daha fazla görüldüğünü biliyoruz ve halihazırda bir alevlenme yaşayan kişilerde -özellikle de şiddetli sedefi olanlarda- bunların ortaya çıkma ihtimali daha fazladır.3
Koebner yanıtı riskinizi azaltmanın yolları
Kendimizi baloncuklu naylonla kaplamak ve evden bir daha hiç çıkmamak dışında cilt yaralanmalarını tamamen önlemek için yapabileceğiniz çok fazla bir şey yoktur. Sadece riskinizi en aza indirmeye yardımcı olacak genel geçer bazı yöntemler vardır. Örneğin, cilt temasına yol açabilen spor veya bahçe işleri gibi faaliyetler sırasında kollarınızı ve bacaklarınızı örtün. Aynı zamanda sürtünmeyi önlemek için giysilerinizin üzerinize ve ayakkabılarınızın ayağınıza tam oturduğundan emin olun. Ve her kesiğe ve sıyrığa reaksiyon veren biri olduğunuzu biliyorsanız dövme ve akupunktur gibi gereksiz cilt travmalarından kaçınmak mantıklı olacaktır.
Ve önemli bir öneri daha: ameliyat olacaksanız ve cildinizin yaralanmaya kötü reaksiyon verdiğini biliyorsanız, bunu cerraha söylemeniz önemlidir4 Çünkü bu durum yara iyileşmesini potansiyel olarak etkileyebilir.5
Koebner’in bir dermatolog olduğunu unutmayın!
Koebner fenomenine ismini veren kişi bir dermatologdu – kendisi bu tip alevlenmeyi teşhis etmek üzere eğitim almıştı. Eğer olağandışı alevlenmeler yaşıyorsanız, doktorculuk oynamayın ve suçlunun Koebner fenomeni olduğunu varsaymayın. Sedefinizle ilgili değişiklikler hakkında her zaman dermatoloğunuz/doktorunuzla konuşmalı ve bunlara en iyi şekilde nasıl müdahale edileceği konusunda onlardan tavsiye almalısınız.
Ve bu arada, mesajlaşmanın savaş yaralarından kaçınmak için yürürken mesaj atmak yerine akıllı telefonlarımıza bakmakla daha az zaman geçirebilir ve bastığımız yere dikkat edebiliriz!