İşe giderken ne giyeceğini belirlemek pekçok kişi için sıkıcı olabilir. Ama bir cilt hastalığınız varsa, durum bundan biraz daha fazlası olabilir. Her sabah karşı karşıya kaldığımız iç karartıcı soruya cevap bulmanın zamanı geldi: bugün işe giderken ne giyeceğim?
Kabul edelim, artık pek çok işyerinde son moda insanların sadece konuştuğu değil aynı zamanda üzerine giymesi beklenen bir şey haline geldi. Bugünlerde insanlar zamanlarının büyük bir bölümünü işyerlerinde geçirdikleri için, burayı en yeni ayakkabılarını, çok pahalıya aldıkları tasarımcı elinden çıkmış elbiselerini ya da önceki yaz küçük bir butikten aldıkları türünün tek örneği bluzu gösterebilecekleri yer olarak görüyorlar. Fark etmiş olacağınız gibi, ciltlerinin bir kısmını göstermeleri de kaçınılmaz. Pek çok kadın, yazın pantolondan ziyade etek veya elbise giymeyi tercih eder, bantlı topuklu ayakkabılar veya parmakları açıkta bırakan sandaletler olmazsa olmazlar arasındadır. Erkekler içinse kısa kollu gömlekler gündelik işyeri giyiminde yeni akım haline gelmiştir.
Bizi yanlış anlamayın, işverenlerin "uygun çalışma kıyafeti" konusunda daha rahat davranmalarından son derece memnunuz. Fakat sedef hastalığı veya ürtiker gibi bir cilt hastalığınız varsa sabah ne giyeceğim sorusu daha da iç karartıcı olabilir. Bu sadece birbirinden muhteşem elbiselerden hangisini seçeceğim sorusu değildir; aynı zamanda bacaklarınızdaki pul pul yaraların veya kollarınızdaki kızarık kabukların başkaları tarafından görülüp görülmeyeceği sorusudur. Ve bu sorular tüm diğerlerinden daha iç karartıcıdır.
Güvenli sularda yüzmek için her günkü derli toplu siyah pantolonunuza ve herhangi bir uzun kollu bluza uzanırsınız. Peki, ama ya dışarısı sıcak ve güneşliyse? Ya dayanamayıp çıplak bacaklarınızı gösteren o pahalı elbiseyi satın almışsanız? Onu giymek istediğinizi biliyorsunuz, çünkü onun içinde muhteşem göründüğünüzü biliyorsunuz. Bu yüzden giymelisiniz, cilt hastalığınız olsa bile. Çünkü herkesin işyerinde muhteşem görünmeye ve hissetmeye hakkı vardır. İşyerindeyken cildinizi sergileme konusunda yapmanız ve yapmamanız gerekenlere dair birkaç önerimiz var:
Masanızda bir hırka ya da ceket bulundurun
Bizi yanlış anlamayın, cildinizi saklamanın hiçbir gereği yok.. Ancak kendinizi rahat hissetmediğiniz anlarda veya yanıt vermek zorunda kalmak istemediğiniz yeni kişilerle bir araya geleceğiniz toplantılarda, giysinizin üzerine kolayca bir hırka alabilirsiniz. Üstelik bunu yapan çok insan olduğunu göreceksiniz - işyeri havalandırması dondurucu olabilir.
Mecbur kalmadıkça cildinizi saklamayın
Kendiniz olmak sizi güçlü kılar. O halde neden biraz risk alıp o kabukları ve yaraları sahiplenmeyesiniz? Insanlar bakıyorsa, bırakın baksınlar. Cilt hastalığınız sizin hatanız değil, bu nedenle de öyleymiş gibi davranmanıza gerek yok. Bazen damgalamayı yok etmek için insanların bazı durumlarla yüzleşmeleri gerekir; belki bugün bazı yanlış kanıları parçalamak size düşüyordur.
Anjiyoödem ihtimaline karşı bir çift yedek ayakkabıyı hazır bulundurun
Her zaman yüksek topukları tercih etmesiyle ünlü iş arkadaşınız bile mola verme ihtiyacı duyacak ve bazı günler rahat ayakkabılar giyecektir. Eğer beklenmedik bir anjiyoödem (cildin alt tabakalarında gelişen ağrılı şişlik) atağı geçirirseniz, rahat ayakkabılarınızı ayağınıza geçirin. Bu duyguyu herkes bilir…
Utanmayın
Söylemek yapmaktan daha kolay. Hele cilt hastalığınız geçici olarak daha görünür haldeyse, utanmamak iyice zorlaşır. Fakat sedef bulaşıcı ya da tehlikeli değildir, sadece deri hücrelerinizin başkalarınınkinden daha fazla çalıştığını gösterir, en azından bazı zamanlarda. Örneğin, sedef hastalığında, deri hücreleriniz daha çabuk büyür ve gelişir ve yukarı doğru (cildinizin yüzeyine) çok daha hızlı bir şekilde ilerler.1 İnsanlar sorarsa, biraz cesaretli olun ve zekice yanıtlar verin. Hücreleriniz de sizin işyerinde her gün yaptığınızın aynısını yapıyor: Herkesten daha çok ve daha hızlı çalışıyorlar!
Bir asansör konuşması hazırlayın
Bunu hepimiz yaparız. Ama bir insana 20 saniyede kim olduğunu, ne yaptığını veya nerede olduğunu anlatmak yerine, ona bir cilt hastalığınızın olduğunu ve bunun bulaşıcı olmadığını söylemek zorunda kalabilirsiniz. Bunu rahat ve kendinden emin bir şekilde yapmak o etek içinde daha iyi hissetmenizi (hatta daha iyi görünmenizi) sağlayacak!
Günlük moda sorularını “Bugün kısa kollu bir gömlek giyeceğim” veya “Bugün nihayet o bantlı sandaletleri giyeceğim” şeklinde yanıtlamak için epeyce zaman geçmesi gerekebilir. Fakat bu gayet normaldir. Bunu aklınızdan geçirmek bile kendinize olan güveninizi artıracaktır. Biri size tuhaf tuhaf bakarsa veya haddini aşan bir soru yöneltirse, sadece gülün, elinizi belinize koyun ve asansör konuşmanız için hazır olun. Bunu her yaptığınızda daha da iyi olacaksınız ve en sonunda da cildinizin ve gardırobunuzun hakimi haline geleceksiniz, asla bunun tersi olmayacak!